Açıklama : |
Merhabalar,
Dün Moda’daki evinde öğle yemeğini yediğim ve sohbetimiz sırasında fotoğrafını çektiğim tarihi çınar Zeynep teyze, çok sevgili Yücel yengemin annesi, ağabeyim Umur’un kayınvalidesi…
Zeynep Menemencioğlu 1904 doğumlu ; 105. senesini yaşıyor…
Şair, devlet adamı, Çanakkale Mutasarrıfı, Konya ve Trabzon valisi ve ikinci dönem milletvekili Samih Rıfat’ın kızı. Savaş yıllarında Adalet Bakanlığı yapmış rahmetli Hasan Menemencioğlu’nun eşi. Yakın tarihimizin yetiştirdiği en önemli şairlerden rahmetli Oktay Rıfat’ın ablası. Dünyaca ünlü Nazım Hikmet Ran teyze oğlu, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ise annesinin kuzeni…
Kurtuluş Savaşı öncesi II. Meşrutiyet, Bab-ı Ali baskını, Sultan Abdülhamit’in devrilişi, Sultan Reşat’ın tahta çıkışı, 31 Mart vak’ası ve İstanbul’un işgali onun hayatta olduğu yıllara dahil…
Zeynep teyze, İstanbul’un işgal yıllarını daha dün gibi taze ve canlı bizlere anlatırken Beyoğlu’nda asılı dev Yunan bayrağından, sokaklarda kol gezen İngiliz askerlerine, at üstünde güvenliği sağlayan İtalyan askerlerinden, Haydarpaşa Garı’nda nöbet tutan Hintlilere kadar her şeyi en ufak ayrıntısına kadar sayıp döküyor…
O günlerde Ankara’da bulunan babası ve Ali Fuat dayısı Zeynep teyze ve ailesini milli mücadelenin başkentine aldırtmış. İstanbul-Ankara yolculuğu atlı arabalarla, toz toprak ve sel baskınlarıyla mücadele içinde İzmit, Adapazarı, Geyve, Nallıhan, Beypazarı, Ayaş güzergahını takip ederek ancak 2 haftada tamamlanabilmiş.
Çocuk yaşta Mehmet Akif’in dergahına girip çıkmışlığından, Zsa Zsa Gabor’la tanışmasına, Meclis’in kuruluş yıllarında konuk sıralarından büyük taarruza, sonrasında büyük zafere, İzmir’in alınışına tanık olmasından, Gazi Paşa’nın evlenişine, Cumhuriyetin ilanına, komşuları Topal Osman’ın evinde Ali Şükrü Bey’in öldürülüşüne, cesedin bir at arabasının arkasında taşınışına kadar canlı bir şahit Zeynep Teyze…
Çankaya’nın ilk binasında annesi ve kendisini sık sık çaya ağırlayan Latife Hanım’ın nezaketini, Mustafa Kemal Paşa’nın karizması, köpeği, şıklığı ve iltifatlarını, Latife Hanım’ın kendisiyle yaşıt kız kardeşleriyle Köşk’ün arka odalarında, bahçesinde geçen arkadaşlık günlerini tatlı tatlı anlatır Zeynep Teyze…
1930’ların Ankara’sında Ankara Kız Lisesi’nde ve İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nde Fransızca öğretmeni olarak çalıştığı yıllara dair onlarca ilginç ve değerli anılarının içinden bir tanesini özellikle yaşadığımız bugünün Türkiye’si ile kıyaslamak için aktarıyorum izninizle :
“ O zamanlar erkekler eşlerinden ‘ev sahibim’ diye söz ederdi. Bu çok hoşuma gitmişti. Çünkü İstanbul’da kadının adı hala ‘eksik etek’ti…”
Hayatta uzun yıllardır yakından tanıma şerefine nail olduğum, o çok yaşamış ellerinden ve pamuk gibi güzel yanaklarından öpme şansına sahip olduğum, keskin ve derin gözlerinin içine baktığımda beni asırlık dolu dolu tarihimizin içinde yolculuğa çıkaran bu çok önemli “Değerimiz” i siz NetFotoğraf dostlarımla tanıştırmanın, paylaşmanın heyecanı ve gururunu taşıyorum…
Selam, sevgi ve saygılarımla…
|