| Açıklama : |
1390
-
Uçsuz bucaksız çölden,
Yüce dağlardan,ulu gölden,
Bir rum elçisi geldi, medine denilen kutlu yere.
Birkaç söz söylemeye Ömer'e.
Yol yorgunu, bir kalabalığın yanına çöktü.
Sordu,
Nerede acaba halifenin köşkü?
Kalabalık gülümsedi.
Dediler ki;
Onun köşkü yoktur.
Köşkü aydınlık bir candır.
Ünü yayılmışsa da devletlere.
Bilse de her talebe.
Onun köşkü,
Yoksullarınki gibi bir kulübe.
1395
-
Hey yabancı! bir hayaldir sendeki.
Gönül gözünde varsa perde,
Onun köşkünü nasıl görebilirsin ki...
Gözünden kalkarsa perde.
Belki görürsün köşk nerde.
Kim ki canından attı hevesleri,
O zaman duyar arı duru sesleri.
Muhammed arındı da ateşten dumandan,
Doğu da batı da önüne açıldı.
Baktığı her yere Allah'ın cemali saçıldı.
--------
Aşığım öncekiler sonrakiler gibi.
Size söylediğim,
Sadece küçücük parçası bu aşkın.
Hepsini söylesem yanar dilim.
Anlayanlar dahi yanar.
(MESNEVİ'den)
Ankara-Talatpaşa Bulvarı,Tarihi Karacabey Hamamı Yanı.Yapı hakkında bir bilgim yok malesef..Bir daha yolum düşerse,öğreneceğim..
BEĞENİLERİNİZE,SAYGILARIMLA.. |