Fotoğraf Galerisi - Netfotograf fotoğraf paylaşımı platformu
  Anasayfa Foto Haber Donanım Forum Foto Market Fotoğraf Galerisi Seri İlanlar Eğitim Fotoğraf Gezileri Reklam İletişim
fotoğraf galerisi
 
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni Hatırla:
Yeni Üye / Şifremi Hatırlat
Tozlaşmalar Zamanı.... - Fotoğraf: Şerafettin Çalışır DOKUNMA - Fotoğraf: Ali Tuzcu KapıdaKiler - Fotoğraf: Cemal Sepici Duel 2 - Fotoğraf: Erol Özdemir Ufkumda batmayan güneş - Fotoğraf: Bekir Karaca
26 Nisan 2024, Cuma
» Fotoğraf Galerisi
  Ayın Konusu
  Bitkiler
  Dijital Çalışmalar
  Hayvanlar
  İnsan
  Macro
  Manzara
  Netfotograf Özel
  Sanatsal - Teknik
  Siyah Beyaz
  Su Altı
  Şehir - Mimari
  Yaşam
  Yetişkin
  Diğer
 
 
» Fotoğrafça
Site Yöneticileri Uyuyor Mu?
adminMerhaba Arkadaşlar,      Sürekli eleştiriliyoruz. Taktir edilsek de genel de bu niye yok, şu niye eksik, onay niye geç gibi bir dolu sorunun muhatabı oluyoruz. Siteyle ilgili olarak bir çok konu açıldığı gibi birçok da e-mail alıyoruz. Bunların bir kısmına cevap verdiğimiz gibi b...
Devamı »
 
» Aktif Üye/Ziyaretçi
Üye: bayar28, (1)
Ziyaretçi: 1890
 
Toplam Üye: 282368
Dün: 0
Bugün: 1
 Fotoğraf Arama
 

Kod Adı Mehmet

Kod Adı Mehmet
 

Fotoğrafın büyüğünü ve exif bilgilerini görüntülemek için fotoğrafın üzerine tıklayın


pir4t4

pir4t4

Portfolyo
için
tıklayın

Kod Adı Mehmet

Makina : Nikon D80
Objektif / Filtre : 50 Mm
Kategoriler : İnsan Manzaraları
Sokak
Eklenme Tarihi : 7 Eylül 2008
Görüntülenme : 1452
Açıklama :

İstiklal Caddesi bugüne kadar envai çeşit insana ev sahipliği yaptı. Orada her cinsten, her ırktan, her tarzdan insana rastlamak mümkün. Kod adı Mehmet olan Cüneyt'le de orada yürürken karşılaştım. Galatasaray Lisesi'nin önünde uzanmış gelen geçen binlerce insanı umursamadan uyuklamaya çalışıyordu. Onu gören herkes ilk başta duraksıyor, şaşkın bir yüz ifadesiyle onu süzdükten sonra başını sallayarak yoluna devam ediyordu...

Yanına yaklaşıp bir kaç kare fotoğrafını çekerken başını yavaş yavaş kaldırıp gözlerimin içine baktı. ''neden fotoğrafımı çekiyorsun, çekme'' diye bir tepki bekliyordum ki, kısık bir sesle ''benim bu halimi gazeteye mi vereceksin'' diye bir cümle döküldü susuzluktan kuruyan dudaklarından...

Biraz ürkek ve mahçup bir edayla, ''Hayır, eğer fotoğraflarını çektim diye rahatsız olup bana kızdıysan hemen şimdi hepsini silebilirim'' dedim. İyi niyetim hoşuna gitmiş olmalı ki hafif bir gülümsemeyle; ''Sen bilirsin, silmek istemiyorsan silme zaten herkes uzaktan çekip gidiyor'' dedi. Fotoğraflarını silmedim ama onu o şekilde bırakıp oradan uzaklaşmak ta istemiyordum... O durumdaki bir insana bir ihtiyacın var mı diye sormak aptalca olacaktı ama onun için birşeyler yapmak istiyordum. Karnın aç mı, hadi gel beraber yemek yiyelim dedim kabul etmedi, para uzattım onu da istemedi. içki istiyorsan sana içki alayım deyince işte içimi acıtan cevabı o anda verdi. ''Ben sadece bir bardak çay istiyorum...''

Çok şaşırmıştım çünkü daha önce yine ona benzer kişilerle karşılaşmış ve içki talebimi hiçbirisi geri çevirmemişti. Hemen Galatasaray Lisesi'nin yanındaki çay ocağına gidip plastik bardak ta çay alıp yanına döndüm. Beni görünce yüz ifadesi değişti ve mutlu olduğu gözlerindeki parıltıdan anlaşılabiliyordu. Şekerini çayına katıp yavaş yavaş karıştırırken, ''Hadi gel şu arka tarafta oturup biraz sobet edelim'' diye teklif ettim. Teklifimi kırmadı ve üzerindeki sıkıntıyla dolu siyah naylonun verdiği ağırlıkla, yavaş yavaş yerinden doğrulup benimle yürümeye başladı...

Onunla sohbet etmeye başladığımızda biraz ürkek ve çekingendi. Cebimden çıkardığım sigaradan bir tane yakarken ona da uzattım, önce bana sonra uzattığım sigraya baktı ve utana sıkıla uzattığım sigaradan bir tane yaktı... sigarayı içerken derin nefesler almıyor, sanki yaşadıklarıyla dalga geçer gibi aldığı her hafif nefesten sonra sigarasına ve elini ısıtan plastik çay bardağına bakıyordu...

Gururlu bir gençti, sokakta yaşıyordu, kendi gibi adının da kirlenmesini istemediği için gerçek adını kimseye söylemiyordu. Biraz ısrar ettiğim zaman adının Cüneyt olduğunu söyledi kod adı Mehmet... Bana memleketi olan düzceyi ve ailesini anlattı. sürekli ailesinden şiddet gördüğünü söylüyordu ve nedenini bilmeden abisi ve babası tarafından zorla mahallenin en psikopat kızıyla evlendirilmişti. Oysa ki bize zorla evliliğin sadece doğu ve güneydoğuda yaşandığını anlatıyordu, televizyon kanalları ve gazeteler...

Daha evliliğinin ilk zamanlarında eşi ondan esrar istemiş ve ilk kavgaları öyle başlamıştı. bu şekilde yaşayamayacağını anlamış ve bütün herşeyi bırakıp istanbula kaçmış. Eşi de mahalleden bir arkadaşına kaçmış sonra... istanbula geldiği zaman ayakkabı boyacılığı yapmaya başlamış, arada simit satıyor ama kalacak yeri olmadığı için yine sokaklarda kalıyormuş. Bir süre sonra psikolojisi bozulmuş ve tinerci arkadaşları tarafından tinere alıştırılarak sokakların o acımasız iğrenç gerçeğiyle tanışmış. Bunları anlatırken bazen duraksayarak uzun uzun düşünüyordu, sanki onları yeniden yaşıyormuşcasına gözleri nemleniyor daha sonra yine devam ediyordu. Çok doluydu ama dudaklarından dökülen kelimeler onu ifade etmeye yetmiyordu...

Hayatına o şekilde devam edemeyeceğini anlayan Cüneyt tineri ve sokakları bırakıp temiz elbiseleriyle su satmaya başlıyor. Ama ne yazık ki önceden bulaştığı sokak hayatı ve arkadaş dediği kişiler onun yakasını bırkamıyor... Köşe başlarında çok defa tinerciler tarafından bıçaklanıp cebindeki paralar alınıyor, su satarken zabıtalar tarafından tartaklanıyor ve bunalım bir sürece yeniden girip bu defa kimseyle konuşmamaya başlıyor...

Geceleri yatmak için inşaatlara gizlice girip orada bulduğu kağıt ve süngerleri yakarak ısınmaya çalışan Cüneyt, o dumanın vücudunda bıraktığı kara is'le yaşamaya alışmış artık. Neden Yıkanmıyorsun diye sorduğum da şimdi yıkansam akşam yine aynı haldeyim diye cevap veriyor gülümseyerek...
Peki bu hayattan kurtulup insanların arasına karışarak temiz bir şekilde yaşamak ister misin diye soruyorum. ''Ben insanlara güvenmiyorum'' diyor. Neden diye sorduğumda verdiği cevapla ne kadar haklı olduğunu anlıyorum. ''Herkes bize vaatlerde bulunuyor, seni kurtaracam diyor, bir iki lira önümüze atarak bizi bu hayattan kurtaracaklarını sanıyorlar. Ama biz onlardan para falan istemiyoruz boş vaatlerde bulunmalarını istemiyoruz. Çalışabilecek bir konumdayken bu şekilde temebelleştirilip hazıra alıştırılmak istemiyoruz. bize iş versinler çalışma fırsatı versinler ve insan gibi davransınlar, sadece bu durumda olan ben değilim benim gibi bir sürü kişi var. Bu şekilde yaşamaktan zevk mi alıyoruz sanki.'' diyor. Susuyorum...

Sokaklarda Cüneyt ve Cüneyt gibi yaşayan o kadar çok insan var ki, her birinin öyküsü bir diğerinkinden farklı ama hepsinin kaderleri aynı ve sonları meçhul... Eğer bu insanlara yardımcı olmayıp onları görmemezlikten gelirsek düştükleri durumdan bizlerde sorumlu olacağız...

İp : 212.***.**5.179
   
Kod Adı Mehmet yorumları

levent79

levent79

üye
(Amatör)

İstanbul

 

etkileyici bir görünüm tesekkürler paylasim için
Tarih: 8 Eylül 2008, 00:04 - İp: 88.***.**4.152
  ----------------
 
 
     

muratgorel

muratgorel

üye
(Amatör)

İzmir

 

ah şu istanbul yok mu kimilerine güzel yüzünü kimilerinede aynı mehmet 'cüneyt)'e olduğu gibi sırtını dönüp kötü lanetli yüzünü gösteriyor. gerçekten hikayesine çok üzüldüm. umarım birileri mehmet ve mehmet gibilerin elinden tutarda onlara istedikliri hayatı yaşamalarına yardımcı olur.


biraz olsun bu dünyada kendi halimizden daha kötü durumda olanları gösterip bu hayata dört elle sarılıp halimizi sükretmeyi hatırlattığın için teşekkür ederim.
Tarih: 8 Eylül 2008, 00:23 - İp: 81.***.**3.36
  ----------------
 
 
     

emir71

emir71

üye
(Amatör)

İstanbul

 

Fotoğraf için söylenebilecek bir şey yok, çok güçlü bir portre. Altına yazdığınız yazı ise insanı gerçekten sarsıyor. Bir çoğumuz bu tarz insanlarla karşılaştığuımızda sizin de dediğiniz gibi görmezden geliyoruz ve onların hikayelerini merak bile etmiyoruz. Korkutucu olansa giderek sayılarının artması.
Tarih: 8 Eylül 2008, 12:46 - İp: 213.***.**3.194
  ----------------
 
 
     

denden

denden

üye
(Meraklı)

İstanbul

 

fotoğrafı çok beğendim...
anlattıklarınız ise beni çok etkiledi..

mehmet in insanlara güvenmemesine hak veriyorum... çünkü beşer beşere bir yere kadar inanır güvenir.. güvendiğin beşer ise çoğu zaman şaşar...

Allah a güvenmenin ne kadar ulvi ve harika bir duygu olduğunu hatırlattı anlattıklarınız...

ama dediğiniz gibi böyle giderse "bizlerde sorumlu olacağız"

teşekkür ederim hissettirdikleriniz için...
Tarih: 9 Eylül 2008, 14:28 - İp: 85.***.**8.106
  ----------------
 
 
     

metecimen

metecimen

üye
(Amatör)

Denizli

 

Çarpıcı mükemmel...tebrikler.
Tarih: 6 Şubat 2011, 02:41 - İp: 94.***.**8.161
  ----------------
 
 
     

Sayfa(lar): 1

Gri skala
*Netfotograf Fotoğraf Galerisi'ndeki fotoğrafların tüm hakları ve sorumluluğu fotoğraf sahiplerine aittir.
Fotoğrafların sahiplerinden izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

 

Manzara Bitkiler Hayvanlar İnsan Netfotograf Özel Yaşam Ayın Konusu
» Deniz » Çiçekler (Evcil) » Hayvanlar (Evcil) » Çalışan İnsan » Foto Sende (Oyun) » Haber » Bisiklet (2009 Haziran)
» Doğa » Çiçekler (Yabani) » Hayvanlar (Yabani) » Çocuk & Bebek » Foto Öykü » Komik » Ekonomi (2008 Haziran)
» Gökyüzü & Bulutlar » Meyveler » Kediler Köpekler » Eller & Ayaklar & Gözler » Nf Buluşma Noktası » Sahne » Detaylar (2008 Mayıs)
» Gün Doğumu Batımı » Türkiye Florası » Kuşlar » Gölgeler & Silüetler » Üst Bant Arşiv » Sokak » Çocuk Olmak (2008 Nisan)
» İlkbahar Dijital Çalışmalar » Türkiye Faunası » İnsan Manzaraları Şehir - Mimari » Spor » Kadın (2008 Mart)
» Kış » Dijital Kurgu Sanatsal - Teknik » Portre » İç Mekan Su Altı » Çalışan Çocuklar
» Nehirler Şelaleler Göller » HDR » Detay Makro » İstanbul » Su Altı » Işık
» Panoramik » Manipülasyon » Gece Çekimleri » Bitki » Kapılar Pencereler Siyah Beyaz » Korku
» Sonbahar Yetişkin » Soyut » Böcek » Kültürel Miraslarımız » Siyah Beyaz » Siyah Beyaz Hatıra
» Yaz » Erotik » Reklam & Moda » Kelebek » Mimari Diğer » Türk İnsanı
  » » Diğer » Obje » Şehir » Diğer » Yeni Yıl
         
» Zıtlıklar
©Copyright 2002 - 2009 - Sitemiz, Türkiye'nin en hızlı Web Hosting sunucularında, Radore Hosting'de barındırılmaktadır.