| Açıklama : |
Malubiyet ve galibiyet, onu tanıyana kadar bana göre kavramlar olmadılar. Biri mağlupken kazanan ile arasındaki fark sadece kişilerin farklı olmasıydı ve kolayca roller ve yerler değişebilirdi.
Şehirlerin mevsimleri bile o kadar farklı ki. Yaz gelirken aşkla ve aşk sanılan kırık hayaller ile dolan yollardan sonbaharda, esen soğuk rüzgarların önünden kırmızılı-sarılı yapraklar geliyor. Sonbaharı böyle seviyorum. Uzaktaki bir heyecana ulaşmaya çalışırken ve geri dönmeye hazırlanırken; yaprakların üzerinde yeşilin yanında sarılar ve kırmızılar varken, son yaşam renkleriyle. Sonbaharda yaşamam gerekenleri mi yaşadığımı yoksa yaşadıklarımı zaten yaşamam gerektiğimi mi yine anlayamayacağım, arada kalacağım; emin değilim.
Senin yaşadığın şehirde ben hiç yaşamadım ama bir-iki mevsimini gördüm: birisi sonbahardı ve evet; farklıydı. Zaten farkında olmadan, bir öğleden sonra kendimi orada buluverdim. Misafir sayılırdım, misafirlik biraz kısa sürdü, hepsi bu.
Günlerin iyice kısaldığı soğuk akşamların birisiydi. Soğuk esen rüzgarların savurduğu sarılı-kırmızılı yaprakların arasında benim yaşadığım şehre giden ilk otobüse bir bilet aldım. Yeniden yollara düşme zamanıydı. Sessiz, kimsesiz, çaresiz ve yalnız.
Herşey o kadar sıradan ki, yaşadığım her şey çoktan bitmiş. Tam da tatlı bir heyecanla, ilkbahar ve sonbahar yağmurlarının altında, şehirde yapayalnız kalmışken ve son bir şans daha; farkında olmadan gitmemiş gibi son yaşam devrinde yeniden yaşamak isterken.
O otobüse binmeyi hiç istemedim. Kendimi geri dönmeye başlayan bir yaprak gibi oradan oraya sürükleniyor gibi hissetmeme neden oldu bu. Şimdi sorsan o yeşil gözlerinle kendini nasıl hissediyorsun diye, şaşırtıcı derecede hayata tutunmaya gayret eden bir yaprak gibiyim. Döndüm-döneceğim, karanlık bir yolda ilerleyen otobüsün önüne savruldum-savrulacağım.
Geriye kalan 11 fotoğraf http://www.yasiyorum.net adresinde izlenebilir. Ayrıca aynı adreste mp3 formatında bir şarkı da sunuluyor... |