Açıklama : |
Apollon, ah yine Apollon..
Müziğin, şiirin, sanatın ve güneşin tanrısı..
Clytie ise, ormanlarda, su kenarlarında dolaşarak günlerini geçiren,
Altın sarısı saçları, deniz mavisi gözleri olan bir su perisi..
Apollon'a aşık..
Kırlarda durur, Apollon'un gökyüzünden yüzünü göstermesini beklerdi..
Sabah güneşiyle yıkanırdı..
Leucothoe vardı birde..
İran kralı Orchamus'un güzeller güzeli kızı..
Apollon, Leucothoe'i gördü birgün ve Eros orada sapladı oklarını iki gencin kalbine..
Orchamus çok katı bir babaydı..
Aşıklar gizli gizli buluştular bu yüzden..
Her buluşma iki genci daha da ağlıyordu birbirine..
Clytie bir gün ormanda dolaşırken,
Apollon'la Leucothoe'nin sevgi dolu öpüşlerine şahit oldu!..
Clytie, kıskançlığın sınırına vardı..
Hırsına engel olamadı..
Orchamus'a gitti ve, iki gencin gizli buluşmalarını anlattı..
Kızına karşı öfkeyle mahmuzlanan Orchamus,
Leucothoe'yi diri diri mezara gömerek cezalandırdı..
Apollon haberi aldığında yıkıldı..
Leucothoe yoktu artık!..
Onun narin sevgilisi yoktu!..
Apollon, kendisini bir genç kızın ölümüne neden olacak kadar çok seven Clytie'den nefret etti..
Clytie, kırlarda oturdu, Apollon'u bekledi..
Bekledi, bekledi, bekledi..
Apollon gelmedi..
O, onun biricik Leucothoe'sinin ölümüne neden olmuştu..
Bir cezası olmalıydı bunun..
Ve Apollon karar verdi,
Clytie artık, daima Apollon'u izleyecekti..
Başı daima Işığın Lordu'na dönük olacaktı..
Clytie'i günebakana dönüştürdü..
Artık sonsuza kadar Apollon'u izlemek zorundaydı..
***
Apollon, ah yine Apollon..
Müziğin, şiirin, sanatın ve güneşin tanrısı..
Clytie ise, ormanlarda, su kenarlarında dolaşarak günlerini geçiren,
Altın sarısı saçları, deniz mavisi gözleri olan bir su perisi..
Apollon'a aşık..
Kırlarda durur, Apollon'un gökyüzünden yüzünü göstermesini beklerdi..
Sabah güneşiyle yıkanırdı..
Apollon'a seslendi bir gün Clytie,
Aşkını anlattı..
Haykırdı, onsuz olamayacağını..
Apollon, önemsemedi Clytie'i..
Clytie üzgün..
Kırlarda bekledi Apollon'u..
Yaşama küstü..
Dokuz gün boyunca yemedi içmedi..
Gözyaşları ve çiğ taneleri ile beslendi..
Zayıfladı, bitkin düştü..
Onun bu halini gören diğer tanrılar ona acıdı,
Ve onu bir Ayçiçeğine dönüştürdüler..
Birden ayaklarının toprağın derinliklerine girmeye başladığını hissetti..
Bacakları ve bedeni, incelerek yeşilimsi bir renk aldı..
Güzel yüzü bir çiçeğe,
Altın saçları, taç yapraklara dönüştü..
O gün bu gündür ayçiçekleri,
Sabahtan akşama kadar güneşi takip ederler..
Akşam olup da günbatınca, boyunlarını bükerler..
***
İki mit vardır Ayçiçeğine ait,
Seçim size kalmış..
Not: Ayçiçeğinin latince adı: Helianthus annuus L, Helios: Güneş, Anthus: çiçek sözcüklerinden gelir..
Herkesin gönlündekini yaşaması ve yaşatabilmesi dileğle...
|