milagro

Portfolyo
için
tıklayın

Ben Koza Hanı....

Ben koza hanı:beş yüz yirmi yaşındayım.Şehrin en merkezi yerinde,Ulu Camii ile Orhan Camii arasındayım..Beni ve mescidimin yapılmasını emir buyuran (İstanbul’daki camii medreselerine irat olarak) Sultan II.Beyazıt' tır Mimarım büyük usta Abdullah bin pulattır Şah:inşaat emrim ise Sücca bin karaca'dır..Yıl 1490 dokuz ay süren hummalı bir çalışma sonucunda meydana getirildi...

Üzerinde bulunduğum arsanın bir kısmı Orhan vakfındandır..Sultanımız II. Beyazıt'ın kamberler mevkiindeki çatal han denilen iki hanı ile bu yer istibdat edildi.Öteki kısımlarda hasan oğlu Mehmet ve kardeşi Selim'den 6500 akçeye Mustafa oğlu Süleyman'dan 2500 akçeye evi satın alındı..Bunlardan başka Süleyman kızı Fatma'nın evine 7000 akçe verildi.Ah ne çok üzülmüştüm bütün bu işlerin uzamasına.Uzadıkça uzamıştı.Sonunda pazarlık bitip Pulad Şah "YA ALLAH BİSMİLLAH diyerek inşaatımı başlatınca işte o zaman derin bir nefes almıştım.Hiç unutamıyorum o anı.

Övünmek gibi olmasın ama ben Koza Han Bursadaki hanların en güzeli ve en görkemlisiyimdir.Yoktur benden daha heybetlisi.Hele kuzey yönümde bir giriş kapısı vardır ki görmeye değer;tek kelime ile muhteşem!Yuvarlak kemerli taştan kabartma süslerle tarifsiz bir görünüşe sahiptir.Sonra iki yanımda 45 dükkanın sıralandığı dışa doğru çıkıntılı bir üst yapıya sahibim.

Üst katıma ise iki taraflı merdivenlerle çıkılır ki burada da 50 dükkan mevcuttur..
Ama ben üst kattan ziyade alt katımı ve avlumun tam orta yerinde ovma taş korkuluklu 15 mermer basamakla çıkılan mescidimi seviyorum küçük ama sevimli bu mescid altındaki şadırvanla daha da bir yücedir.Görenlerin gönlünde.Zaten benim görkemim ve güzelliğim de işte bu mescid ve şadırvanın varlığından dolayıdır daha çok.
Çünkü insanlar gelirler abdest alırlar şadırvanımda temizlenirler çıkarlar mescidimde namaz kılarlar.

Ama yinede bana gelenlerin çok azı benim bu güzelliğimin farkına varabilirler.
Turistler ki;bana bir türlü doyamayıp benim boy boy pozlarımı alarak memleketlerine götürürler...Güvercinler o parke taşlarıma konup seke seke yürüyüşleri yokmu!
İnanın can evimden vuruyorlar beni!
Bir de benden söz ederken benim şiir gibi "NE MÜTHİŞ" bir tanımlama!

Gelirler güney kapımdan ve çay içerler.Ali efendi durmadan çay taşır onlara büyük bir zevkle içerler ve şiir okurlar.Ali,Burhan,Berna,Mesut ve illede şiir gibi hepsi birer şiir gibi..
Evet ben Koza Hanı:Beş yüz yirmi yaşındayım :İpeklerimle, Ihlamurlarımla,Çınarlarımla, Güvercinlerimle, Turistlerimle "Şiir gibi olduğumu" söyleyen gençlerimle yaşayıp gidiyorum işte kendimce yaşayıp gidiyorum sessizce............

Herkesin gönlündekini yaşaması ve yaşatabilmesi dileğiyle...