Açıklama : |
Huzuru sordum zatın birine
Bir şeyler geldi de gitti diline
Ağlayıp,sızlanmanın yerine
‘’İnadına gece gülmektir’’ dedi.
Sarhoşa sordum döndü köşeyi,
Sorma dedi bilmem hiçbir şeyi,
Kısacası içip bitirmek şişeyi,
‘’Karanlık geceyi delmektir’’dedi.
Bir avcıya sordum ceylan peşinde,
Acayip bir hırsı vardı işinde
Ne dolanıp duruyorsun başımda
‘’Bence huzur tüfektir ‘’dedi
Dağ,bayır dolanıp sordum çobana,
Dedim senin fikrin gitmez yabana,
Dedi ki;’’ısrarla sorarsan bana’’
‘’Dağda davarları gütmektir ‘’dedi.
Bir bahçıvanı görünce durdum,
Aynen huzuru ona da sordum,
Eğilip,çömelip yana oturdum,
‘’Her renkten çiçeği dermektir’’dedi
bir teyze gördüm altmış yaşında,
güzel bir başörtü vardı başında,
gözleriyle süzüp,sonra karşımda,
‘’Dertleri çarmıha germektir’’dedi.
Gurbet Amca ilişti gözüme,
Fazla aldırış etmedi sözüme,
Sonra elini koyup ta dizime,
‘’Yola düşüp köye varmaktır’’dedi
görünce huzuru sordum alime,
hemen kalem kağıt aldı eline,
sonra şu sözler geldi diline,
‘’ilimle mum gibi yanmaktır’’dedi.
Ekmek almak için girdim fırına,
Hemen geçtim fırın tarafına,
Sordum kulak kabartıp lafına,
‘’Bence huzur ekmektir’’dedi
Birisi pınarda abdest alırken,
Hemen sordum kolları sıvarken,
Şöyle dedi doğrulup kalkerken,
‘’Huşuyla namaza durmaktır’’dedi
yolda durdum görünce ozanı,
çok severmiş okuyup yazanı,
önce eleştirdi kahpe düzeni,
‘’alıp eline sazı çalmaktır’’dedi
huzuru sordum da kendi gönlüme,
aramakla geçen şu ömrüme,
şöyle bakarak mazime dünüme,
huzuru arayıp bulmaktır’ dedi… |