Açıklama : |
Tarla ve yol kenarlarında, açık arazide açan gelincik göz alıcı kırmızı çiçeğiyle doğanın en güzel takılarından biridir. Ekin tarlası boyunca uzanan kırmızı benekler bir çok ünlü ressamın fırça darbeleri ile ölümsüzleşmiştir. Gelincik antik dönem tanrıları Hypnos (Uyku), Nyx (Gece) ve Thanatos (Ölüm)’un başında çelenk ve ellerindeki çiçek olmuştur. Sayısız tohum, yaklaşık 500, içeren gelincik doğurganlığın da bir sembolü olmuştur. Yine o dönemden kalma bir çok vazoyu, takı eşyalarını süsleyen çiçek olmuştur, gelincik. Mitolojiye göre, Demeter, kızı Persephone Pluto tarafından kaçırıldığında, üzüntüsünü unutmak için, gelincik yiyerek uykuya dalmıştır. Homeros Odysseia’da “Helen, Telemachus ve yandaşlarına acılarını unutturmak için bir ilaç, nepenthes (gelincikten elde edilen), verdi” diye anlatır.*
Bu çiçek neden tanrılarla özdeşleştirilmiştir? Gelinciğin uyuşturucu özelliği dinsel törenlerde kullanılmasına neden olmuştur. Gelinciğin tohum zarfındaki özsu uyuşturucu özellik gösteren alkaloidler içerir. Bugün bile, uyku ilacı olarak kullanılmaktadır. Bitkinin başka bir özelliği de anti-kanser maddeler içermesi nedeniyle kanser tedavisinde kullanılmasıdır. Çocuklarda, ateş düşürücü ve yatıştırıcı olarak gelincikten hazırlanan şuruplar kullanılmaktadır.
Tohumları taze veya pişmiş olarak tüketilirken, genç yaprakları da ıspanak gibi pişirilir. Gelinciğin taç yaprakları aroma katkısı olarak salata ve çorbalarda kullanıldığı gibi bunlardan elde edilen kırmızı boya gıdaları renklendirmek kullanılmaktadır.
Gelinciğin taç-yapraklarının bir başka özelliği de asit-baz indikatörü** olmalarıdır. Yüksek asitte parlak kırmızı-turuncu renkte olan taç-yapraklar zayıf asitte leylak rengine, nötr durumda sarı ve alkali koşullarda yeşil-sarı renklere dönüşür.
(Mayıs 2012 Spil MANİSA) |