| Açıklama : |
Gölge gibi var ya da yok ışığa hasret, güneşe hasret hep birileri için; kendilerine yaşamıyorlar. Gündelik aşklara, dedikodulara asılmadan kaybolup gidiyorlar içimizden. Sadece bir duyum geliyor. 160 karelik harfler inceden bir sızı bırakıyor içime. Takılıp martıların gümüş kanadına, dalmışsın maviliğe hiç korkmadan. Öyle bir kanatıyor ki içimi dişlerimi sıkıyorum. Dudaklarımdan kan damlıyor içime. Yemeden içmeden kesiyor beni.
Bir bakıyorum etrafım kan gölü, etrafım günahlar denizi, etrafımda salyadan boğulmuş insanlar…
Koşuyorum oradan oraya, eziliyor ayaklarımın altında, kan yüzüme bulaşıyor. Ellerim ayaklarım kandan kıpkırmızı. Usul usul damlıyor içime sızı.
Semadan bir el tutuyor beni, kavrıyor bütün bedenimi; çekip almak istiyor salya yağmurundan: “Gel, diyor, içimize; dinsin artık acıların, yalnızlığın son bulsun!” Kurtaramıyorum ruhumu o kıyamet gününden.
(,,,,,,,) |