Açıklama : |
Gittiysem adam gibi gittim
Sadece bir yara izi değil bir yara izinden okunabilecek ne varsa bıraktım geride
O konuşacak şimdi sana
Ben sessizliğe gömüldükçe
Şaşırdın değil mi?
İzlerim böyle dillenirken dilimdeki sessizliğe
Zor olacaktı zaten gitmenin bin kalmanın tek bir sebebi varken
Yıllar sonra bile hiçbir konuşmada adı geçmeyecek ama aynı zamanda hiç unutulmayacak biri olarak kalacaksın bende.
Yanımdayken bile özlediğimken, uzağında adının bile anılmayacağını bilmek ne acı dimi.
Bu seni biraz korkutuyor mu yoksa.
Biraz korkma çok kork.
Korkunun az olanı vakit kaybıdır çünkü.
Gittiysem adam gibi gittim
Oysa bana geldiğinde hiçbir şey bilmiyordun.
Aşkı kitaplardaki gibi zannediyordun.
Severek büyüttüm ben seni.
Kalbimin kollarıyla sardım
Ben sana aşktan yapılma bir daldım
Ama sen hep düşerken sarıldın.
Ben geçmişin acılarından kendime mutlu yarınlar kurmaya çalışırken, birlikte yürüyeceğimiz yolu anlatırken, şımarıkça dinledin beni.
Anlamadın söylediklerimi.
Sordum sonra kendime
Dinlediğin bensem duyduğun kimdi?
Bilemedin kıymetimi.
Bilemedin gözünde çok büyütsen de kendini bende ancak sevebildiğin kadar büyüyebileceğini.
Yaşamak dediğin güldürmemişse
Ölüm dediğinde üzmüyor adamı.
Ölümün yaşamak kadar can yakmadığı bir sevdadan geçtim ve senin yanında sana kapadım gözlerimi.
İnan senden daha karanlık değildi.
Gittiysem adam gibi gittim
Ben seni bekleyen yalnız bir duraktım.
Ama sen hep yolcu kaldın.
Duraklara yanaşan her otobüsün kapısını senin için açtığını sandın ve gelen her otobüse tereddütsüz bindin.
Ardından ne kadar yanlış durak*** varsa hepsinde indin.
Bense hep aynı yerde seni bekledim.
Çünkü sen benim için vazgeçilmez bir vazgeçendin.
Bir gittin bin geldin.
Gelişin bana bir şey vermediyse de eksiklerimi öğretti.
Bir insan kalbi defalarca gücenebilir başkalarına ama bir kere kırılır bazılarına.
İşte bu yüzden sana bir insanın gitti mi nasıl gitmesi gerektiğini öğretiyorum.
İşte bu yüzden adam gibi gidiyorum.
Yokluğun can sıkıntısı varlığın can yıkıntısı artık benim için.
Gittiysem adam gibi gittim
Geçmişi maziye gömmeden gittim.
Geçmişini öldüren bu gününün neyle kıyaslar sonra.
Hayatın bir yerlerinde kaybolmak için değil, hayatın her yerinde olmak için gittim.
Yaşamamış bir yaşlı olmak istemiyorum.
İnsan ne kadar çok yaşlanırsa değil, ne kadar çok yaşarsa olgunlaşır.
Bir yaralı kalp bir başka yaralı kalbin ancak halinden anlar.
Ama onu iyileştiremez.
Gittiysem adam gibi gittim
Bir zamanlar aşkına inandığın kişiler bana mutluluk yerine huzursuzluk vermeye başladıkça
Küstüm kendime
Ama yine affettim kendimi Her seferinde
Tekrar döndüm geriye aynı yaradan kanadım yine
Ama hep gidenlerin izi vardı benim kaldığım yerde.
Biz düşle gerçeği değil
Gerçekle düş bizi birbirimize karıştırıyordu.
Yalancı baharlar peyda oluyordu.
Bahara aldanan insan kışı unutuyordu.
Sonunda öğreniyordu insan hayatı ama öğrenene kadar hayatta bitiyordu.
Olsun inceldiği yerden kopsun.
Hatasız aşk olmaz.
Kendimden biliyorum.
Ben hafızamı sende unutmuştum.
Bir gözyaşıyla hatırladım.
Öyle ya bazen küçük bir gözyaşına neler sığmaz ki.
Kalsam beni unutacaktın
Ben gittim izim kaldı.
Hoşça kal.
Belki bir gün yine karşılaşırız unutulmuş bir aşkın kuytusunda.
Ayrı yatakların aynı uykusunda.
P.S. İyi olacağım merak etme beni. Hem hiç hata yapmamış insan, yani hiçbir şey denememiş insandır (N.S.2009-26 Temmuz pazar) *** 6 yıl önceki bir duraktan alıntı.!!!!!
Çocukken dünya kocaman bir oyun bahçesiydi ve senindi. Bilinmezdi heyecanlıydı ve hayal kurabildiğin ölçüde sana aitti.
Geleceği bilmiyordun ama onu gönlünce şekillendirebileceğine inancın vardı. Her şey ama her şey bir ihtimaldi. Dünyayı güzel kılan da,işte o ihtimallerdi.Her filimde yeni biri olabilirdin her kitapta başka bir ömür sürebilirdin.
Ünlü, astronot, ressam, doktor, futbolcu hiç biri imkânsız ve uzak değildi.
Yaşlanmak ise ihtimallerin azalmasıydı sahip olamayacağını bilerek bakmaktı etrafa, geçmiş olsun demekti. Asla o kitaptaki adam yâda kadın olamazdın artık.
“Sınırlı Mutluluklar dönemine hoş geldiniz” yazan görünmez tabelanın altından geçerdin.
“Gerçekler dünyasına hoş geldiniz” yetinmeyi öğrendiniz mi? ,öğrenmeniz gereken tek şeyi.
Hande Altaylı (maroz)
"Ben sana hep üşüyordum,
çünkü kıştım...
Nakıştım, bakıştım,
inkar etmiyorum da.
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım... ...
"Olur da birgün özlersen, çık gel; başlatma gururuna..."
Senden bir mutluluk alacağım var..
|