Açıklama : |
Manisa Lalesi, kentimizin en önemli çiçeği ve simgesidir. Dağlarda, yaylalarda ve saraylarda boy gösterdi. Anemon diye bilinen Manisa Lalesi zamanla yozlaştı, genetik yapısı bozuldu, Manisa Dağı’nda kaderine terk edildi.
Lale, kısa saplı, soğanlı, kırmızı yaprakları olan, tanrının seçilmiş çiçeğidir. Besin maddesi fakir, kır topraklarda yetişir. Düzgün taç yapraklara ve göz alıcı desenlere sahip olan laleler en gözde olanlardır.
Bir sap üzerinde 2-4 çiçek olur. Sarı, beyaz renkli laleler olduğu gibi, günümüzde kültür laleleri de yetiştirildi. Siyah bir laleye sahip olmak, eski dönemlerden beri insanlar için bir tutkudur.
Taç yapraklarındaki kırmızı desenler, çiçeğin değerini ortaya çıkarır. Lale yetiştirmek oldukça zordur. Tohumdan çiçek açan bir
soğan yetiştirmek 6,7 yıl sürer. Tohumlar oldukça çok, yassı şekildedir. Tohumdan yetişen lale olgunlaşınca, verdiği sürgünlerle çoğalır. Soğandan koparılan sürgünler bir, iki yıl içinde çiçek açan soğan haline gelir. Laleleri sürgünden üretmek daha kolaydır.
Lale soğanından yılda, ancak 2,3 sürgün elde edilir. Sonra ana lalenin soğanı tükenir. Lale bahçelerinde, böceklerin taşıdığı polenler yüzünden farklı laleler yetişir. Tohumdan yetişen lale, devamlı üretici olur.
“Avrupa laleleri hakkında bir kitap yazmış olan Cenevre Botanik Bahçesi ve Müzesi Müdürü Dr. A. L. Stork Manisa Dağı’nda 1987 Mayısında bir inceleme yaptı.” (2)
Avrupalı yazarlar ilk dönemlerde bu çiçeği tanımadıkları için onu zambak olarak kabul ettiler. Lalenin İstanbul’dan Avrupa’ya hangi tarihte götürüldüğü kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlara göre: İstanbullu bir tüccar 1562 yılında, Hollanda’ya gönderdiği kumaşların içine, hediye olarak lale soğanları koymuş. Anversli tüccar, bilmediği ve ne olduğunu anlamadığı lale soğanlarını yağda pişirerek yemiş, kalanını da bahçesine dikmiş. Yenmekten kurtulan soğanlar Hollanda’da ilk çiçek açan lalelermiş.
Lalenin Avrupa’da tanınması Fransız nebatçısı C.Clusius tarafından sağlandı. 1601 yılında yayınladığı Rariorum Palantarum Historica isimli kitabında laleden bahsetti. 1633–1637 yılları arasında Hollanda’da büyük bir lale çılgınlığı yaşandı.
Avrupalıların kullandığı Tulip kelimesinin aslı, Türklerin kullandığı “Tulipan” kelimesinden gelmektedir.
Türkler bu bitkiye Tulipan ismini vermiş. Günümüzde Turizm Bakanlığı, laleyi bakanlığının ve Türkiye’nin simgesi olarak kullanmaktadır.
Kaynakça: BAYTOP Turhan, İstanbul Lalesi, Ankara, 1998 |