Açıklama : |
Derin bir nefes aldı genç,
Nefesini verirken çıkan buhar
Kapattı önünü bir bulut gibi.
Soğuk ciğerlerine kadar dolmuştu,
Parmak uçları sızlıyordu
Gökyüzünde parlayan güneş de kandırıyordu onu.
Tıpkı diğer insanlar gibi,
Tıpkı kendisi gibi.
Soğuğa daha fazla dayanamadı,
Unutulmuş bir çay ocağına girdi.
Çay bardağında ısınmak,
Kendini bulmak istiyordu.
Küfür eder gibi gıcırdayan kapıyı açtı
Gözleriyle
Kim oldukları unutturulmuş
Gece işçilerini selamladı.
Karanlık bir köşeye kendisini bıraktı.
Gözleriyle
Koyu bir çay söyledi, şeker istemedi.
Çay geldiğinde
Hayallerinde kalan hayallerini
Parçalıyordu elleri.
Acı bir yudum aldı çayından.
Ve bir yudum daha.
Çayından eksilttiği her yudumda
Tükenen umutlarıydı sanki.
Çay ısıtmamıştı içini,
Hala üşüyordu.
Soğukluk hala kalbindeydi.
Yine suçu başkasına attığını fark etti,
Güneşten özür diledi.
Bardağı dudaklarına götürdü
Fakat çay bitmişti.
Çay bile onu habersiz terk etmişti.
Hayalleri terk etmişti.
Cebindeki bozuklukları masaya bıraktı,
Hızla yerinden kalktı.
Sanki masaya hayallerini bıraktı.
Hayallerinden kaçtı.
Hayalleri ondan kaçtı.
Kapı tekrar gıcırdadı,
Yoldaşı yollar onu bekliyordu.
Mustafa Öztürk. |