» Fotoğraf Galerisi |
Ayın Konusu |
Bitkiler |
Dijital Çalışmalar |
Hayvanlar |
İnsan |
Macro |
Manzara |
Netfotograf Özel |
Sanatsal - Teknik |
Siyah Beyaz |
Su Altı |
Şehir - Mimari |
Yaşam |
Yetişkin |
Diğer |
|
|
|
» Fotoğrafça | Titreşim Önleme Sistemi Yararlı Mı?
| Aşağıda görülen her iki fotoğraf da, aynı ortamada ve aynı değerler ile çekilmiştir. (Yetersiz ışık şartları, Perde Hızı: 1/8, Diyafram: 2.8, ISO 50) Makinenin, yetersiz ışık şartları nedeniyle ISO yu yükseltememesi ve her iki fotoğrafta da aynı perde hızı ve diyafram değerl... | Devamı » |
|
» Aktif Üye/Ziyaretçi |
Üye:
ertugrulkoca,
(1)
|
Ziyaretçi: 1576 |
|
Toplam Üye: 282613 | Dün: 1 | Bugün: 0 |
|
|
Fotoğraf Arama
|
|
tararseven |
Adı Soyadı : |
Tara Arseven |
Şehir : |
Ankara |
Meslek : |
Fotoğrafçı |
E-posta : |
Görüntülenmesini istememiş |
Üyelik Tarihi : |
4 Ağustos 2007, Cumartesi |
Fotoğraf Sayısı : |
3 |
Yaptığı Yorum : |
16 |
Donanım : |
-------- |
Profil : |
Fotoğrafçılık aslında günümüzde teknolojinin kurbanı olmuş durumda. Eskiden analog makinlerle çekilen fotoğraflar binbir emekle ve uzmanlık isteyen bir titizlikle karanlık odalarda banyo edilirken, artık dijital makinelerle "çek ve bilgisayara aktar" işleminden sonra günümüz modern karanlık odası olan "photoshop" programında düzenlemeye döndü. Üzücü haber; artık eskisi gibi mükemmeli yakalamak için sarfedilen çabalar sonucu duyulan haz yok, sevindirici haber; artık kutu kutu film yakıp "tüh bunu da yaktık" demek yok. Burda devreye giren artık yaratıcılık. Farklı düşünmek, bakmak ve görmek arasındaki farkı hissetmek ve tabi bir de karelerine kişiliğini yansıtmak...
Peki ben bu fotoğraf çılgınlığına nasıl atıldım? Nereden esti? Beni tanıyanlar beni daha çok en büyük silahım İngilizce'mi kuşanmış biçimde tercümanlık yaparken ya da elimde saç fırçası ayna karşısında şarkı söylediğimi görenler beni bir konservatuar öğrencisi olarak hayal ederdi. Sabahtan akşama kadar bir büroda masamın başında oturmuş, önümde öbek öbek yığılmış kağıtlara gömülmüş çeviri yaparken zaten mutlu olamazdım. E diyelim ki konservatuar okudum. Başarıyla mezun oldum, şahane! Ama bir gün düzensiz uyu, ağzına sigara sür ya da konser öncesi bir akşam arkadaşlarla dışarı çık, eğlen, bağır-çağır, zıpla-hopla-tepin... Ertesi gün ses kısık!? Mahvoldu mu bütün müzik kariyerin... (evet burası bittiğim an olurdu muhtemelen ve hayatımın sonuna kadar kendimi suçlardım bir ses telime mukayet olamadığım için...) Tamam kesiyorum burda, gerçek dünyaya dönelim.
Küçüklüğümden beri hep babamı örnek aldım. Mesleği mimarlıktı, fakat en büyük hobisi fotoğrafçılık bana hep daha cazip geldi (itiraf ediyorum, gecemi gündüzlerime katıp Autocad'de çizim yapmak işime gelmiyor). O zamanlar yaşım gereği o güzelim Nikon'a, Mamiya'ya ve Canon'a el sürmem yasaktı. Sadece babamın küçük modeli olmakla yetindim. Bir zaman sonra kendime ait ilk kompakt makinemi edindim. Daha paralaks hatasının ne olduğunu bilmeden kendimce gözüme hoş gelen herşeyin fotoğrafını çektim.
Zaman daha da hızlı akmaya başladı. İlkokulu Halide Edip Adıvar İlköğretim Okulu'nda, ortaokulu Lakeside Middle School'da ve liseyi Büyük Kolej'de bitirdim. Ve sonunda hayatımın geri kalanıyla ilgili önemli kararımı verme aşamasına geldim. Kulağımı "tercüman ol" diyen bütün seslere tıkadım ve gerçekten mutlu olabileceğim yolu seçtim: fotoğrafçılık. Sonuçta gece rüyamda gördüklerimi (Merak etmeyin, geceleri rüyamda sadece hortlak görmüyorum), yaşadığım olayları, hayatımı, kişiliğimi, hayallerimi, renklerimi başka hangi meslek dalında yansıtabilirim ki? Evet, artık olmak istediğim yerdeyim...
www.taraarseven.co
-------- |
|
|